Kurtlar vadisi Gazze ve Erdoğan

Bizim gençlik yıllarımızda yani 1970 li yıllarda, Süleyman Demirel Başbakandı o zaman ABD ile bir anlaşmazlık yaşıyorduk. Hayret Demirel ABD'nin sözünden çıkmazdı ama oluyor işte, ''anayla kızın derdi olur'' derdi annem. Öyle bir anlaşmazlığı müzakere ederken, gaztelerden okuduğumuza göre, Demirel ABD başkanının masasına yumruk vurmuştu. O zamanki AP (Adalet Parti) liler bayağı böbürlenmişti. Çünkü, o ana kadar Ecevit'in, ABD'ye haşhaş ve Kıbrıs çıkartması nedeni ile kafa tutması sebebi ile Demirel'ciler biraz buruktular. Ama unuttukları bir şey vardı. Kafa tutan Ecevit çok geçmeden iktidardan al aşağı edilmişti. Her ne kadar demokratik gibiydi ise de, (seçimle) yerli sermayeninde yardımı ile ekonomik kriz çıkararak biraz zoraki gibi olmuştu. Tabi ki Demirel'de bu yumruğun arkasından Ecevit'ten daha hazin bir şekilde iktidardan 12 Eylül Darbesi ile yine bir cunta marifeti ile alaşağı edilmişti. ABD, senin askerini kullanarak gelmiş geçmiş bütün rakiplerinden (Ecevit, Demirel, hatta kendi elleriyle büyütüp halkın başına musallat ettiği Türkeş ve hatta Türk halkı, Türkiye demokrasisinden) intikamını almıştı Gerçi Demirel Ademoğlundan farklıydı, çünkü ölümsüz olduğundan dönüşü daha muhteşemdi. Türk halkının garip bir alışkanlığı vardır; darbe olunca cuntanın yanındadır, (korkudan, yoksa faşist cuntanın anayasasını %92 oyla onaylarmıydı) demokratik ortamın ucu gördüğü zaman da, cuntanın devirdiği partiyi yada politik anlayışı ezici bir çoğunlukla iktidara getirir. Demirel' de geç anladı "su boğar, ateş yakar, keskin sirke küpüne zarar verir, ABD iktidardan indirirmiş" (Saygı ile andığımız Cahit sıtkı Tarancı beni bağışlasın, çünkü 35 yaş şiirine eklenti yaptım.)

Demirel'in ABD başkanının masasına vurduğunu sandığımız yumrukla, geçmişteki dünya politiklasına ve yazılı tarihine ne gibi bir not düşmüştür? Bırakın notu notlar arasında vesile bir virgül bile değildir. Hatta bizden başka kimsede duymamıştır. Bence liderler halkının geleceğini belirleyecek işlere imza atmalı ki, tarih onu da ansın, dünya onun halkına saygı duysun. O zaman halkını, ulkesinin milliyetcisi olur. Buna en iyi örnek, Mustafa Kemal ******'tür.

Şimdi de, Davos'ta Erdoğan'la benzer bir olay yaşadık. İnşallah, Demirel' in başına gelenler bunun başına gelmez ve de, gelmesini ne isteriz ne de tasvip ederiz. Ama kraldan çok kralcı olasını ve uyguladığı politikalar nedeni ile Ülkemizin sıkıntıya girmesini istemeyiz. Hatta, Arap çöllerinde İngilizlerle anlaşıp, onları korumak için orada bulunan Osmanlı ordusunu arkadan vuran ve hatta ölülerin altın dişlerini çalacak kadar ölü soyucuların torunları için hiç sıkıntıya girmek istemem.

Bin yıllık bir devlet, Hamas gibi bir terörist örgütün arkasına takılamaz. Evet İsrail suçlu ama Hamasta en az İsrail kadart sorumlu bu savaştan. Kimse bizi seçim kazanma uğruna arap ligine mahkum edemez. Bu çıkış bir an için kulağa hoş gelebilir ama uzun zamanda uluslararası diyalokta sıkıntı çekebiliriz. Kendi kardeşleri (Arap ülkeleri) bile Haması terörist olarak görüp biraz şaşı bakarken, biz hamisi gibi davranma lüksünü nerden alıyoruz. Aslında insanın yapısında var olan, madurdan, zayıftan yana tavır alma duygusu nedeni ile bu hareket kulağa hoş gelmiş olabilir. Hatta AKP nin oylarında yükselişe de neden olabilir. Bütün bunlara rağmen, aynı sözleri anlatmanın bir çok yolu vardır ve bu tür bir sansasyona neden olmadan. Türk halkı gerçeğinde olmasada, filmle bile Amerikan askerlerine haddini bildiren mafya kılıklı Alemdar Polatı bile halk kahramanı yapmıştı. Bunların içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de vardı. Başbakanın bu çıkışı biraz, Kurtlar Vadisi Irak'taki Polatı andırdı. Ama dış poşitika duygusallık götürmez. Kahvane muhabbeti gibi dış politika yapılmaz. Önüne geleni, "Ananıda al git, lan artis" vari azarlayarak Dünya politikacısı olunmaz. Bu hareketi alkışlayarakta Dünya siyasetine yön veren toplum ve devlet olunamaz.

Özet olarak; Kesinlikle İsrail'i tasvip etmiyorum, çünkü öldürmenin haklılığı olmaz. Ama Hamasında hamisi durumunda görünmemeliyiz. Bırakın Filistinliyi, Dünyada hiç bir insanın burnu kanamasın. Biz sadece barışa hizmet edecek politikalar üretmeliyiz. Politikalarımızla halkımıza sorun getirmemeliyiz. Bizim politikamızı ****** belirlemiş;"Yurtta barış, Dünyada barış".